Kapımızdaki Tehdit: İklim Krizi

İklim krizi, iklim koşullarındaki dengesiz ve zararlı değişimler ile bunun sebep olduğu sonuçlar şeklinde tanımlanabilir.

Dünya genelinde gözlemlenen sonuçları; sıcaklıkların normal seviyelerin üzerine çıkması, sera etkisi, su kaynaklarındaki azalma, kuraklık ve çölleşme sorunlarının artması, tarım alanlarında verim kaybı sonucu ile gıda stok sorunlarının yaşanması olarak özetlenebilir. Bununla birlikte atmosferde yaşanan bu değişimler hayvan türlerinin neslinin tükenmesine, deniz su seviyesinin yükselmesine ve buna bağlı olarak dengesizleşen doğa şartlarının, sel, taşkın, deprem gibi doğal afetlere ve orman yangınlarına da sebep olmaktadır. Özetle; insanın ekolojik ayak izinin günden güne büyüyen bir tehdit oluşturduğu söylenebilir.

Değişen dünya ile insanın barınmasından, sosyal yaşamına etkisi net olarak hissedilen bu konuya dair yıllar yılı yapılan anlaşmalar, alınmaya çalışılan birey ölçeğindeki önlemler yeterli olmamakla birlikte var olan sorunlara adaptasyon mecburiyeti doğmuştur. Bu mecburiyet, kentlerde insanın barınma koşullarını, alışveriş alışkanlıklarını, yatırım tercihlerini de yeniden gözden geçirmesine ve buna bağlı olarak sektörlerde kartların yeniden dağıtılması ihtiyacını doğurmuştur.

Deniz seviyelerindeki yükselme, öncelikle gayrimenkul ve inşaat sektörlerini doğrudan etkilemektedir. Şehirler, altyapılar, binalar ve yapı malzemeleri artık buna göre tasarlanmakta, değişen insan ihtiyaçlarının karşılanması için yeşil binalar, sürdürülebilir enerji kaynaklarını üreten uygulamalar, kendi enerjisini üreten akıllı yapılar, kentsel faaliyetlerde çevreci politikalar seçilmektedir. Bu çerçevede çevreci konut arayışı artmakta, iklim krizi ile gayrimenkulde yatırım tercihlerini de etkilemektedir.

Deniz seviyelerinde yaşanacak olası artışta tahmin edilen ilk endişe alçak kıyı bölgelerinde inşa edilmiş binaların durumudur. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili coğrafi konumu, kıyı alanlardaki yerleşimlerin fazlalığı ve Güney ve Doğu Anadolu’daki dağlık yerleşimler, bölgelerdeki orman yangını riski, iklim krizi açısından ülkemizin kırılgan bir yapıda olmasını getirmektedir.

 

Konu, bu çerçevede değerlendirildiğinde; yatırım maliyetleri gayrimenkul fiyatlarını artırmaktadır. Güncel koşullarda inşaat şirketleri lüks konutlara alternatif olarak, çevreci yapı projeleri üretmektedir. Yeni yapı trendinin yankıları, daha çok İstanbul, İzmir ve Muğla gibi gayrimenkul fiyatlarının en yüksek olduğu kıyı şehirlerimizden duyulacaktır. İnşaat şirketleri, müteahhit ve yatırımcılar artık bir zorunluluğun ötesinde, yeni teknolojiler ile yapılan gayrimenkullerin değerli olabileceği endişesini taşıyacak ve bu akıma ayak uyduracaklardır. Yaklaşık 20 yıl içinde beklenen iklim değişiklikleri sosyal sorumluluklarımızı insanlık için zorunlu hale getirecektir. Küresel sorumlulukları yerine getirebilen ülkeler, işte o günün büyük medeniyetleri olabilecektir.

Basarili
Basariyla tamamlandi
Uyari
Bir uyari ile karsilasildi.
Hata
Bir hata ile karsilasildi.

Duis aliquet egestas purus in blandit. Curabitur vulputate, ligula lacinia scelerisque tempor, lacus lacus ornare ante, ac egestas est urna sit amet arcu. Class aptent taciti sociosqu ad litora ade torquent per conubia nostra, per inceptos himenaeos.

Sed molestie augue sit amet leo consequat posuere. Vestibul ante ipsum primis in faucibus orci luctus et ultrices posuere ile cubilia Curae; Proin vel ante a orci tempus eleifend ut.