Yapay zeka iş yapış şekillerini, süreçleri, üretilen hizmetleri değiştiriyor ve tüm sektörler üzerinde değişimi zorunlu kılıyor. Bu alandaki gelişmelerin oldukça başında olunmasına rağmen, süreç hızlı bir gelişim kaydediyor. Gelişen süreçte ortaya konan bakış açısına bağlı olarak ise yeni-farklı ürünlerle karşılaşıyoruz. Yapay zeka, gayrimenkul değerleme sektörüne vizyoner bir bakış açısı ile yeniliği beraberinde getiriyor.

Yapay zeka değerlemeye nasıl etki eder?

Yapay zeka, büyük bir veri havuzunun hızlı bir şekilde yorumlanmasını sağlayarak daha güçlü analizler yapılmasını sağlıyor. Böylece, her bir sektörün verisinin başka sektöre girdi olarak sunulmasının önemini de ortaya koyuyor.

Yapay zekadan farklı şekillerde yararlanılabilen kullanım alanları:

• Nedensel çıkarımlarda bulunmak üzere verilerin segmentasyonu, analizi,
• Tahmine yönelik zaman serileri oluşturulması,
• ChatGPT gibi dil işleme teknolojileri,
• Nesne/görüntü algılama,
• Sesi metne dönüştürme,
• Robotik hareketler/drone’ların kullanımı,
• Üç boyutlu görseller oluşturma, VR olarak sıralanabilir.

Değerleme sektörü, teknolojileri iş modellerine dahil etmek konusunda öncü oluşumlardan biri olarak biliniyor. Değerleme raporlarına ilişkin verilerin online ortamlardan elde edilmeye başlanması, iş takiplerinin yazılımlar üzerinden gerçekleştirilmesi, değerleme taleplerinin sistemler üzerinden yapılabilmesi bazı örnek çalışmalar olarak öne çıkıyor. Güncel durumda değerleme sektöründe yapay zekanın yukarıda belirtilen faydalarının hepsinden bir ölçüde faydalanılmaya başlandığı gözlemleniyor.

Değerlemeyi artık yapay zekadan ayırmak mümkün görünmüyor ve yurtdışındaki yasal düzenlemelerde de bu konunun önemi artmaya başladı. Ancak verilerin yorumlanması, kesinlik düzeyinin beklenen seviyelerde olmaması nedeniyle başlangıç aşamasında insan faktörünün desteği gerekiyor.
Bunlarla birlikte girilecek olan veri setinin büyüklüğü ve kalitesi oldukça önem taşıyor. Algoritmalara dayanak sağlayan veri setinin benzerleriyle karşılaştırılmaması ya da yeterince temiz bir veri olmaması durumunda doğru sonuçlar elde edilmesi zorlaşıyor.

Yapay zeka kullanımıyla gayrimenkul değerleme alanında;

• Piyasa verilerinin ve yasal verilerin gözden geçirilmesi, büyük verilerin analizi çok kısa bir sürede gerçekleştirilebiliyor.
• Bilgi toplamak için ayrılan zamandan sağlanan kazanç analize ve değer takdirine ayrılabiliyor.
• İnsan yargısının önüne geçerek daha objektif bir sonuç ortaya konulması sağlanabiliyor.
• Regresyon analizleri ya da modellemelerle çok kısa bir sürede piyasa hareketlerine ilişkin öngörüler gerçekleşebiliyor.

Özetle, yapay zekanın gelecek dönemde değerleme sürecinin bilgi toplama aşaması olan rutin kısmının yerini alabileceği sonucunu çıkarmak mümkün. Bu verilerin yorumlanması ve analizine yönelik detaylar açısından ise insanın yerini yakın vadede alamayacağı görüşü çoğunlukta yer alıyor. Esas itibarıyla yapay zeka kullanımıyla birlikte gayrimenkul değerleme alanında analizin öneminin ön plana çıkması bekleniyor.